WhatsApp +90312 963 1400 [email protected]

Kadın Hastalıkları

Kadın hastalıkları ve doğum alanı, her yaştan kadının tüm sağlık problemlerinin incelendiği alandır. Kadın hastalıkları ve doğum alanında genel rutin kontroller, gebelik ile ilgili uygulamalar (gebelik takibi, tahliller vb.), kadın sağlığına etki eden tüm enfeksiyonlar ile kadın üreme sisteminde görülen kanserlerin tanı ve tedavisi işlemleri gerçekleştirilir. Kadın sağlığı ve doğum alanında görülen rahatsızlıkların incelenmesinde sıklıkla smear testi, ultrasonografi, jinekolojik muayene ile kan ve idrar tahlili gibi yöntemler kullanılır.

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri

Kadın Hastalıkları 1 Rahim Agzi Kanseri Vimfay

Rahim ağzı (serviks) kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinin başında gelmektedir. Hastalığın başlangıcında rahmin (uterusun) vajinaya açıldığı yer olan rahim ağzı (serviks) yüzeyinde bulunan hücrelerinin değişime uğramasıyla anormal hücre oluşumu gözlenir. Oluşan anormal hücreler fark edilmediğinde zaman içerisinde kanser hücrelerine dönüşme ihtimalleri yüksektir. Rahim ağzı kanserinin adenokarsinom ve skuamoz hücreli karsinom olmak üzere iki tipi vardır. Adenokarsinom, skuamoz hücreli karsinoma göre daha zor teşhis edilebilen bir kanser türüdür.

Rahim ağzı kanseri için belirlenen risk faktörleri human papilloma virüs (HPV), sigara kullanımı, yaşlanma, çok sayıda doğum yapma, genetik yatkınlık, birden fazla kişiyle cinsel ilişkiye girilmesi, diyet, bağışıklık sisteminin zayıf olması vb. olarak sıralanabilir. Human papilloma virüsü, rahim ağzı kanseri sebepleri arasında en sık görülenidir. Human papilloma virüsü çoğunlukla semptom vermez ve birçok türü vardır. Tip 16 ve tip 18 human papilloma virüs, rahim ağzı kanseriyle en çok ilişkili bulunan tiplerdir.

Rahim ağzı kanseri tanısı, sıklıkla human papilloma virüs ve smear testlerinde rastlantısal olarak konulur. Bu nedenle düzenli olarak smear ve human papilloma testi ile tarama yapılması, henüz kansere dönüşmemiş lezyonların saptanmasını sağlayarak ilerlemenin önlenmesine yardımcı olabilir. Smear testi sonuçları şüpheli olarak değerlendirilen bireylere, daha detaylı inceleme amacıyla kolposkopi yöntemi ve biyopsi uygulanır.

Rahim ağzı kanseri olan hastalar ağrı, kokulu akıntı, cinsel ilişki sonrası kanama veya menstural siklusta bozulmalar gibi şikayetlerle kliniğe başvururlar. Rahim ağzı kanserinin ilerlediği ve uzak dokulara metastaz yaptığı durumlarda ise hastaların sırt ve bel ağrısı, iştah ve kilo kaybı, ödem, yorgunluk ve halsizlik gibi bulguları ortaya çıkabilir.

Rahim ağzı kanseri tedavisi hastalığın ilerlediği seviyeye göre değişiklik gösterir. Hastalığın erken evrelerinde genellikle cerrahi tedavi uygulanır. Kanserin yayılımına göre uterus (rahim) kısmen ya da tamamen çıkarılabiir. Ayrıca uterusa ait lenf nodları da daha fazla yayılımı önlemek amacıyla alınabilir. Hastalığın ileri evrelerinde genellikle radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonundan oluşan bir tedavi planı uygulanır.

Rahim ağzından korunmak için bireylerin human papilloma virüs (HPV) aşısı olmaları önerilir. Ayrıca hastalığa yol açan risk faktörlerinden korunmak da önemlidir.

Üriner İnkontinans (İdrar Kaçırma)

Kadın Hastalıkları 3 Uriner Inkontinans Vimfay 1

Üriner inkontinans (idrar kaçırma), istemsiz olarak farklı şekillerde idrar tutamama olarak tanımlanır. Kadınlarda en sık doğum sonrası veya uterus (rahim) cerrahileri sonrası mesanenin tonusunun ve pozisyonunun bozulmasına bağlı olarak görülür. Erkeklerde ise prostat cerrahileri sonrasında üriner inkontinans problemi görülebilir.

Üriner inkontinansın sık görülen nedenleri yaşlanma, obezite ve intraabdominal basıncın artmasına neden olan kronik konstipasyon ve öksürük, doğum yaralanmaları ve idrar yolları problemleri olarak sıralanabilir. Yaşın ilerlemesiyle idrarın tutulmasını sağlayan mekanizmalar yavaş yavaş etkisini yitirebilir. İntraabdominal basıncı arttıran faktörler, diyaframla birlikte pelvik taban kaslarına da etki ederek pelvik tabanda devamlı bir zorlanmaya ve kasların düzgün çalışamamasına neden olurlar. Obezite de intraabdominal basınç artışına benzer şekilde etki gösterir. İdrar yollarında görülen üreterde taş, böbrek taşı, idrar yolu enfeksiyonları gibi problemler de inkontinansa neden olabilir.

Üriner inkontinansın stres inkontinansı, urge inkontinans (sıkışma), taşma inkontinans ve miks tip inkontinans olmak üzere belirlenmiş dört türü vardır. Stres inkontinansı intraabdominal basıncı arttıracak herhangi bir durumda (öksürme, hapşırma, ıkınma, ağır kaldırma vb.) idrarın tutulamamasıdır. Urge inkontinans ani oluşan idrar yapma isteğiyle idrarın tutulamaması olarak tanımlanır. Taşma inkontinansı, idrara çıkma isteğinin geç oluşması ya da oluşmamasıyla ilgili bir problemdir. Mesane çok dolmasına rağmen hasta rahatsızlık hissetmez ve genellikle sızıntı şeklinde idrar kaçırma görülür.

Üriner inkontinansı olan hastalar genellikle çok sık idrara çıkma, idrar yolları enfeksiyonları ve miksiyon (işeme) sırasında hissedilen ağrı gibi şikayetlerle kliniğe başvururlar. Üriner inkontinasn hastalığında tanı sistometri, sistoskopi, idrar tahlili, ultrasonografi (US), elektromyogram (EMG) gibi birçok farklı yöntemle koyulabilir. Sistometri değerlendirmesinde mesane içi basınç ölçümü gerçekleştirilir. Sistoskopi, mesane ve üretranın görüntülenmesi amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Elektromyografi değerlendirmesinde kontinansı (idrarın tutulmasını) sağlayan kasların tonusu ve lokalizasyonları incelenir. İdrar tahlili, idrar yolu enfeksiyonlarının varlığını incelemek amacıyla yapılır.

Üriner inkontinans hastalığının tedavisinde medikal tedavi ve cerrahi yöntemler kullanılabilir. Tedavi yöntemi üriner inkontinansın tipine göre değişiklik gösterir. Stres inkontinansı olan hastalarda sıklıkla cerrahi yapılarak üretra etrafına destekleyici bir materyal konulur. Urge inkontinans tedavisinde öncelikle pelvik taban kaslarının kuvvetlendirilmesi için çeşitli pelvik taban egzersizleri (Kegel egzersizleri) önerilir.

Gebelik ve Doğum

Kadın Hastalıkları 5 Gebelik Ve Dogum Vimfay

Doğum olayı, normal fizyolojik bir olay olmasına rağmen doktor takibinde gerçekleştirilmesini ve ihtiyaç duyulduğu durumlarda uygun tıbbi müdahalelerin yapılmasını gerektiren bir süreçtir. Gebelik ve doğum sürecinde yaşanan problemlere yönelik yapılacak müdahaleler, sürecin normale döndürülmesini sağlayabilir. Gebeler, gebelik boyunca değerlendirilerek ihtiyaçları belirlenir. Doğuma yakın dönemde ise gebenin doğum şekline karar verilir.

Gebelik, doktor takibi açısından gebe kalmayı planlama döneminden doğum sonrası döneme kadar uzanmalıdır. Gebe kalmadan önce dikkat edilmesi gerekenler, annenin genel sağlık durumu, önceki gebeliklerin durumu, geçirilmiş hastalıklar, genetik kökenli hastalıklar, kullanılan ilaçlar olarak sıralanabilir. Gebenin sağlığı, bebeğin gelişimi için oldukça önemlidir. Gebelik muayenesinde genellikle kan tahlili, idrar tahlili ve bazı özel değerlendirmeler yapılır. Üçlü tarama testi ve oral glikoz tolerans testi (şeker yüklemesi) de sıklıkla yapılan değerlendirmelerdendir. Üçlü tarama testi, kromozomal anomalilerin ve genetik bozuklukların değerlendirmesinde kullanılan, gebeliğin 16-18. haftaları arasında yapılan bir testtir. Oral glikoz tolerans testi, gebelik şekeri olan hastalarda 24. haftada uygulanan bir testtir. Gebelik boyunca takip amacıyla yapılan rutin uygulamalar da vardır. Kilo takibi, tansiyon ölçümü, ödem kontrolü, fetal kalp seslerinin dinlenmesi ve fetusun pozisyon kontrolü gibi değerlendirmeler sıklıkla yapılır.

Gebelik boyunca anne adayları sıklıkla mide bulantısı, kusma, konstipasyon (kabızlık), sık idrara çıkma, vajinal akıntı, bacaklarda, el bileklerinde ya da vücudun genelinde ödem, bacak krampları (sıklıkla arka bölge kaslarında), eklem ağrıları, sırt ağrısı, pelvik baskı ve memelerde hassasiyet gibi rahatsızlıklardan şikayetçi olurlar.

Anne adaylarının gebelik süresince özen göstermeleri gereken bazı konular vardır. Hamile kadınların sigara kullanımı düşük ağırlıklı bebek doğumlarına sebep olabilmektedir. Gebelik süresince sıkmayan, rahat ve bol kıyafetlerin seçilmesi önemlidir. Gebeliğin her döneminde belirli şartlar gözetilerek uygun fiziksel aktivite yapılması gereklidir. Düzenli egzersiz yapmak vücudun değişen ağırlığına ve değişen metabolik aktivite düzeyine uyum sağlanmasını kolaylaştırır. Yapılan egzersizlerle birlikte doğuma hazırlık eğitimi, doğumu kolaylaştırıcı egzersizler, doğum sırasında kullanılacak kasların kuvvetlendirilerek doğuma hazırlanması gerçekleştirilebilir.

Gebelik boyunca dikkat edilmesi ve karşılaşıldığı takdirde doktora gidilmesi gereken bazı acil durumlar vardır. Vajinal kanama, suyun gelmesi, bayılma, düşmeyen ateş, şiddetli baş ağrısı, şiddetli sırt ağrısı ve bebeğin olağan hareketlerinde azalma gibi önemli durumlarda hemen sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.